Uzun
yıllardan beri eti, sütü, yapağısı ve derisi ile insanların en
önemli ihtiyaçlarını karşılayan koyun, dünyanın her yerinde
yetiştirildiği gibi ülkemizde de hemen her yerde
yetiştirilmektedir.
Koyunculuk
meraya dayalı bir hayvancılık kolu olduğundan koyunculuğun
yapılabilmesinin ilk şartı meradır. Meralar çok sayıda bitki
florasına sahip olmalı, hayvanların rahatça dolaşacağı şekilde
düz ya da az eğimli olmalı, dik ve kayalık olmamalıdır. Meranın
büyüklüğüne göre hayvan olmalı ve aşırı otlatma
yapılmamalıdır.
Koyunlara
verilecek kaba yemin tamamını veya büyük bir kısmını, kesif
yem maddelerinin ise bir kısmını temin edebilecek, ekilip
biçilebilen arazinin olması yetiştirici karlılığı için ikinci
şarttır. Ayrıca tarlalarda hububat hasadından sonra kalan
anızlarda da koyunlar otlatılarak meraların bir süre dinlenmesi
sağlanacak, meralarda aşırı otlatma bir ölçüde de olsa
önlenmiş olacaktır.
Koyunculuk
yapabilmenin bir diğer şartı, yeterli kapasitede ağılın
olmasıdır. Hayvan başına yeterli taban alanı ve havalandırması
olmayan ağıllarda barındırılacak hayvanlar ne kadar iyi ırktan
olurlarsa olsunlar ve ne kadar iyi beslenirlerse beslensinler
beklenen verimi vermezler. Ağıllarda her koç için 1,5 – 2,0
metre kare, her koyun için kuzusu da dikkate alınarak 1,25 – 1,5
metre kare ve her toklu için 0,8 – 1,0 metre kare taban alanı
gereklidir. Ağılın yüksekliği 200 başlık ağıllarda 3,0 –
3,5 metre, 500 başlık ağırlarda 3,5 – 4,0 metre olmalı ve her
hayvan için 3,0 ve 4,0 metre küp hava hesap edilmelidir. Ağıllarda
bulunacak pencereler taban alanının 1/12' si kadar olmalı,
pencereler tavana doğru açılmalı ve geriye vasistaslı olmalıdır.
Ayrıca tavanda havalandırma bacaları olmalıdır. Ağılların
altları kolayca temizlenmeye elverişli olmalı, taban ve duvarlar
bit, pire ve kene gibi dış parazitlerin kolayca yerleşmesine imkan
vermemelidir. Ağılların kapıları hayvanların rahatça girip
çıkacağı şekilde geniş ve çatal kapı olmalıdır.
Koyunculuğun
yapabilmenin önemli şartlarından birisi de bakıcılardır. Çoban
diye adlandırdığımız bakıcıların koyunu bilmesi, merayı
tanıması ve otlatma teknikleri konularında yeterli bilgiye sahip
olmaları gerekmektedir. Çobanların koyunun hangi saatlerde
otlayacağını bilmesi ve merada otlatma saatlerini ona göre
düzenlemesi, sıcak mevsimlerde öğlen saatlerinde sürüyü
gölgeliklerde istirahata alması gereklidir.
Koyun
Irkları
Günümüzde
koyun verimlerinde ırklar arası farklar çoğalmış, bir ırk et
verimi yönünden geliştirilirken, bir başka ırk süt verimi, döl
verimi ya da yapağı verimi yönünden geliştirilmiştir. Ancak
yine de koyunlarda en az iki verim özelliğinin bir arada olması
arzu edilir. Koyunları verimlerine göre 3 grupta toplayabiliriz.
- Etçi ırklar,
- Sütçü ırklar,
- Yapağıcı ırklar,
Bir
işletmede yetiştirilecek koyun ırkı seçilirken şu hususları
dikkate almak gereklidir;
- Çevre şartlarının yetiştirilecek koyun ırkına uygunluğu
- Koyun ürünlerine talep durumu ve talep edilen ürüne verilen fiyatın, giderleri karşılama potansiyeli
- Yetiştirilecek materyalin temin kolaylığı ve fiyatı
- Yetiştiriciliği yapılacak ırkın beklentileri cevap verme durumu
Yerli
koyun ırklarımız verim yönünden kültür koyun ırklarına göre
daha düşük seviyededir. Ancak çevreye uyum ve damızlık temini
yönünden kültür ırklarına tercih edilmektedir. Bu nedenle saf
kültür ırkı koyunlar getirmek yerine yerli ırklarımızın
melezleme yoluyla veya seleksiyonla verimlerini artırmaya çalışmak
çoğu zaman tercih edilmektedir. Yurdumuzda koyunların belirli
yönde verim özellikleri gelişmediğinden sınıflandırmayı
kuyruk yapılarına göre yapmak daha uygundur. Koyunlarımız kuyruk
yapılarına göre 2 grupta toplanabilir.
Yağlı
kuyruklu olanlar;
- Akkaraman Koyunu
- Morkaraman Koyunu
- Dağlıç Koyunu
- İvesi Koyunu
İnce
ve uzun kuyruklu olanlar;
- Kıvırcık Koyunu
- Karayaka Koyunu
- Sakız Koyunu
- Merinos Koyunu
Yetiştirme
Sistemleri
Koyun
yetiştiricileri genel olarak 4 gruba ayrılırlar.
- Mera koyunculuğu yapanlar,
- Çiftlik koyunculuğu yapanlar,
- Koyun besiciliği yapanlar,
- Damızlık yetiştiriciliği yapanlar.
Koyunculuğumuzun
% 90' ı meraya dayalıdır. Kışın kar meraları kapamadıkça
veya şiddetli yağmur ve fırtına olmadıkça koyunlar, besin
ihtiyaçlarını meradan temin ederler. Kârlı bir koyunculuk
meralardan azami faydalanma ile olur. Sağlıklı bir yetiştirme
içinde meralar gereklidir. Ağılda kapalı ortamda ancak kısa
süreli kasaplık koyun besisi yapılmalıdır. Meranın büyüklüğü,
flora zenginliği ve kalitesi sürü büyüklüğünün tespitinde
başrolü oynar. İyi meralarda kuzu besisi de yapılır.
Çiftlik
koyunculuğunda sürüler küçüktür. Sürü büyüklüğü yem
hammaddeleri ve kaba yem üretimi ile sınırlıdır. Koyunlar
otlamayı nadas alanlarında ve anızlarda yaparlar. Yılın büyük
bölümünde hayvanları yemlemek gerekir.
Koyun
besiciliği büyük ölçüde yem üretimine bağlı olduğundan
yemin kolay temin edildiği ve ucuz olduğu bölgelerde
yapılmaktadır. Besiciler mera koyunculuğu yapan işletmelerden
satın aldıkları koyun ve kuzuları besiye alırlar, yemi ise
genellikle kendi imkanlarıyla yapmaya çalışırlar.
Damızlık
işletmeleri özel damızlık yetiştiren işletmelerdir. Koyun
yetiştiricileri kendi şartlarına göre hangi yetiştirme
sisteminin uygun olduğuna, buna göre hangi yetiştirme sistemini
uygulayacağına kendisi karar vermelidir.
Koyun
Yetiştirme Metodları
Koyun
yetiştirmede 2 metod uygulanır.
- Saf yetiştirme,
- Melezleme.
Saf
yetiştirme;
aynı ırkın geliştirilmesi ve ırk özelliklerinin artırılması
için yapılır. Örneğin iyi vasıflı Akkaraman koyunlar
çiftleştirilerek iyi vasıflı Akkaraman döller elde edilir. Saf
yetiştirmede ana-baba bir döller arasında çiftleştirme uzun süre
devam ettirilirse kan yakınlığı doğar. Kan yakınlığının
üstün vasıflı hayvanların döllerinin elde devamlı tutulması
ve dışarıdan damızlık teminine ihtiyaç duyulmaması gibi
avantajlarının yanında ileri derecede kan yakınlığında ölü
ve sakat doğumların artması gibi mahsurları da vardır. Saf
yetiştirmede kan yakınlığını önlemek için 4-5 yılda bir aynı
ırktaki bir başka sürüden koçlar alınarak kan tazelemesi
yapılmalıdır.
Melezleme;
iki ayrı ırkın çiftleştirilerek ya yeni bir ırk geliştirmek,
ya da üstün verimli ırkın özelliklerini düşük verimli ırka
aktarmak suretiyle yapılır. Örneğin Merinos koçlar ile Akkaraman
koyunlar çiftleştirilerek melez yavrular elde edilir. Bu melez
yavrular yeniden Merinos koça verilerek merinosların et ve yapağı
verimleri melez yavrulara aktarılmış olunur.
Sürü
Büyüklüğü
Yetiştiriciler
mera kapasitesi, kaba ve kesif yem temini, ağıl kapasitesi,
yetiştireceği koyunun ırkı ve çoban gibi faktörleri dikkate
alarak elde tutacakları sürünün büyüklüğünü hesap
etmelidirler.
Damızlık
Seçimi
Damızlık
seçiminde şu hususları göz önünde bulundurmak gereklidir.
- Damızlık seçerken tek bir verim yönünden değil, birden fazla verim yönünden seçim yapılmalıdır. Örneğin sadece et verimi veya sadece yapağı verimi değil, et ve yapağı verimi yönünden üstün ırklar damızlık olarak seçilmelidir. Yani hayvanlar kombine verimli olmalıdırlar.
- Seçilen damızlıklar bölgenin; iklim, mera, ağıl, bakım ve besleme şartlarına uygun olmalıdırlar veya bu şartlara uyacak özellikte olmalıdırlar.
- Hayvanlar sağlıklı ve döl verme kabiliyetinde olmalıdırlar.
- Damızlık seçiminde hayvanların yaşı da dikkate alınmalıdır. 6 aylıktan küçük hayvanlarda genel ırk özellikleri tam belli olmadığından 6 aylıktan küçük hayvanlar damızlık olarak seçilmemelidir. Koçların 5-6 yaşından, koyunların ise 7 yaşından sonra verim özellikleri azaldığından yaşlı hayvanlarda damızlık olarak seçilmemelidir.
- Damızlıklar damızlık yetiştiren işletmelerden veya iyi damızlıklar kullandığı bilinen işletmelerden seçilmelidirler.
- Damızlık seçilecek hayvanların koruyucu aşılamaları ve paraziter ilaçlamaları zamanında yapılmış olmalıdır.
Damızlık
Koçların Seçimi
Damızlık
olarak seçilecek koçlarda erkeklik organları gelişmiş olmalı,
koçlar tek testisli olmamalıdır. Koçlar kendi ırkının
özelliklerini tam göstermelidir. Ayaklar yere düzgün basmalı,
sağlıklı ve güçlü olmalıdırlar. Yapağı verimleri yüksek
olmalı, yapağıda alacalıklar olmamalıdır. Koçların sperma
muayeneleri yaptırılarak sperma özellikleri iyi olanlar
seçilmelidir.
Damızlık
Koyunların Seçimi
Koyunlarda
koçlar gibi ırk özelliklerini tam göstermelidirler. Hayvanlar
sağlıklı olmalı ve sürüye uyum sağlamalıdırlar. Daha önce
doğum yapmış koyunlar ve ikiz eşi olan koyunlar tercih
edilmelidir.
Damızlık
Kuzuların Seçimi
Damızlık
seçilecek kuzularda kemik yapısı gelişmeye müsait olmalı,
kuyruk çok büyük ve sarkık olmamalı, yapağısı bir örnek
olmalıdır. Cılız ve kavruk kalmış kuzular damızlık olarak
seçilmemelidir.
İşletmede
Yapılacak İşler
Bir
koyunculuk işletmesinin kâr edebilmesi için belirli aylarda ve
belirli mevsimlerde yapılması gereken işleri vardır. Bu işler
zamanında ve bilinçli olarak yapılmazsa ilerde telafisi çok zor
durumlarla karşılaşılır ve işletme büyük zararlara
uğrayabilir. İşlerin zamanında planlanmaması ve yapılmaması
sonucu elde edeceğimiz ürünler azalır, kâr oranı düşer hatta
bir salgın hastalıkta bütün sürünün elden çıkması dahi
mümkündür. Koyunculuk işletmelerinde yapılması gereken işleri
şu şekilde sıralayabiliriz.
- Koç katımı
- Doğum
- Kırkım
- Sağım
- Yem stoklanması
- Aşılama ve paraziter mücadele
- Ağılların temizliği
Sıfat
İşleri-Koç Katımı
Yurdumuzda
bazı koyun ırkları bazı bölgelerde yılın bütün mevsimlerinde
kızgınlık göstermelerine rağmen yerli koyunlarımız genel
olarak ilkbaharda ve sonbaharda olmak üzere yılda 2 kez kızgınlık
gösterirler. Ancak sonbahar kızgınlığı ilkbahar kızgınlığından
daha etkindir. Zaten iklim, bakım ve besleme şartları da dikkate
alınarak koç katımı genellikle sonbaharda yapılarak kuzuların
ilkbaharda doğmaları tercih edilmektedir. Yerli ırklarımız ilk
sıfata 1.5 yaşında verilirler. Sıfat mevsimi Bölgesel
farklılıklara göre değişmekle beraber genellikle Ekim-Kasım
aylarıdır. Sıfat tabi aşım veya Suni tohumlama yolu ile olur.
Tabi
aşımda koçlar serbest aşım yapıyorlarsa sürüde 30-35 baş
koyun için 1 baş koç bulundurulur. Elde aşım yaptırılıyorsa
50-60 baş koyun için 1 baş koç yeterlidir. Suni tohumlama
yapılıyorsa günlük alınan 1 doz sperma 4-5 baş koyun için
yeterlidir ki buna göre sürüdeki 150-200 baş koyun için bir baş
koç kafi gelir. Elde sıfat veya suni tohumlama yaptırılıyorsa
kızgınlığa gelen koyunlar iyi seçilmeli ve sıfat tarihi
kaydedilmelidir. Koçlar günde 2'den fazla koyuna aşım
yaptırılmamalıdır.
Koyunlarda
kızgınlık 24-36 saat sürer. Kızgınlık sabah saatlerinde
fazladır. Öğlen saatlerinde azalır, akşam saatlerinde ise çok
zayıf olur. Bu nedenle aşım sabah saatlerinde yaptırılmalıdır.
Gebe kalmayan koyunlar 17-18 gün sonra yeniden kızgınlık
gösterirler ve yeniden koça verilmelidirler. Koç katımı 4-6
hafta arasında olmalıdır. Bu süre ne kadar kısaltılırsa
doğacak kuzuların yaş farkları o kadar azalır, kuzuların
büyüklükleri birbirine yakın olur, beslenme güçlükleri azalır
ve işçilik en aza iner. Koyunlarda gebelik oranı ırklara göre
değişmekle beraber genel olarak yüksektir ve % 80-90 civarındadır.
Kültür ırkı koyunlarda ikizlik oranı yüksek olmasına karşın
yerli ırk koyunlarımızda ikizlik oranı % 10-15 kadardır. Döl
verimini artırmak için iki yıl üst üste döl tutmayan koyunlar
damızlıkta kullanılmamalı, sıfat döneminde mera dönüşü
koyunlara ek yemleme yapılmalıdır. Koçlar sıfat süresince
meraya gönderilmemeli, ağılda yemlenmelidir. Koçlara enerji
bakımından zengin yemlerin verilmesi de döl verimini olumlu yönde
etkiler.
Gebelik
Dönemi
Koyunlarda
gebelik süresi 148-152 gün olup, ortalama 5 ay kabul edilir.
Gebelik süresince ve özellikle gebeliğin 4. - 5. aylarında
koyunlara iyi kaliteli kuru ot, kuru yonca gibi kaba yemlerle iyi
kaliteli kesif yem verilmelidir. Gebelik döneminde hayvanları
nakletmek, altı ıslak ve üstü akan ağıllarda barındırmak,
donmuş, küflü ve bozulmuş gıdalarla beslemek, aç bırakmak veya
yeterli yem vermemek, çok soğuk suları içirmek, vurma, çarpma ve
sıkışma gibi kazalara uğratmak ve bazı hastalıklar yavru
atmalar sebep olur.
Doğum
ve Doğum Sonrası Dönem
Doğum
yapacak koyunlar ayrı doğum bölmelerine alınmalıdırlar. Doğum
bölmeleri sıcak, aydınlık, geniş, temiz ve kuru olmalı, hava
cereyanı olmamalıdır. Koyunlar doğumu çok kolay yaparlar. Doğum
sancıları başladıktan sonra 1-2 saat içinde doğum olur.
Koyunlarda doğuma müdahale ancak yavrunun ayağının katlanması,
başın karın boşluğuna düşmesi gibi anormal durumlarda yapılır.
Yavrusunu almayan koyunların kuzularının ağız ve burunları
temizlenerek ve üzerlerine bir miktar tuz serpilerek anaları
tarafından yalanmaları sağlanmalıdır. Buna rağmen anaları
kuzuları ile ilgilenmiyorsa kuzular iyice silinerek veya saç
kurutma makinası kullanılarak iyice kurutulmalıdırlar. Doğuran
koyunların yavru zarları denilen eşleri 1-2 saat içinde atılır.
Atılan bu eşler hemen dışarı alınmalı ve mümkünse
gömülmelidir. Zira koyunlarda diğer hayvanlar gibi eşlerini
yiyebilirler. Doğuran koyunlara 2-3 gün yem çorbaları, kepek
çorbaları veya yumuşak kuru otlar verilmelidir. Doğumdan sonra
kuzular analarından süt emmeye alıştırılmalıdırlar. Anası
sütsüz veya ölmüş olan kuzular, kuzusu ölmüş veya fazla sütlü
koyunlara emiştirilerek onlara alıştırılmalıdırlar. Doğan
bütün kuzulara mutlaka ağız sütü içirilmelidir. Kuzuların
önlerine 6-7 günlük olduktan sonra iyi kaliteli kuru yonca ve kuzu
yemi konularak yemeye de alıştırılmalıdırlar. Kuzular 80-90 gün
süreyle analarını emerler. Doğan kuzular bir doğum defterine
kaydedilerek kulaklarına numara takılmalıdır. Bu numara ile hem
kuzunun anasını bulmak hem de gelişimini takip etmek kolay olur.
Kış
Bakım ve Beslemesi
- Koyunlar kışın ağılda barındırılır. Ağıllar aydınlık ve havadar olmalıdır. Ağılda her koyun için ortalama 1,25 – 1,5 metre kare yer hesaplanmalıdır. Ağılların ısısı kışın 8 oC' den az, yazın 15 oC'den çok olmamalıdır.
- Ağılların duvarları her sene badana edilmeli, tabanı ise her sene temizlenmelidir.
- Ağıllarda ilkbaharda ve sonbaharda bit, pire, kene ve diğer haşeratlara karşı ilaçlama yapılmalıdır.
- Ağılların çatısı akmamalı ve tabanı su çekmemelidir.
- Ağılda bulunan yemlikler kolayca temizlenebilir mümkünse duvarlarda ve sabit olmalıdır. Yemliklere kesif yem ve otlar rahatça konulabilmeli ve artıklar kolayca temizlenebilmelidir.
- Kışın koyunlara kaba yem olarak kuru ot, kuru yonca, yulaf, arpa ve buğday hasılı verilebilir. Kesif yem olarak; arpa kırması, buğday kırması, yulaf kırması, mısır, çeşitli değirmen artıkları, çeşitli küspeler ve konsantre yem verilebilir.
- Hayvan başına verilecek yem miktarları günde 2 öğüne bölünerek sabah ve akşam verilmelidir.
- Gebe hayvanlarda yem miktarlarını biraz artırmak gereklidir.
- Hayvanlara verilen yemler bozulmuş ve küflenmiş olmamalıdır.
- Koyunlarda ani yem değişikliği yapılmamalıdır. En az bir haftalık alıştırma süresi sonunda yeni yeme geçilmelidir.
- Yemler her gün aynı saatlerde verilmeli, yem saati mümkün olduğunca değiştirilmemelidir.
- Yem vermeden önce artık yemler alınmalı ve yemlikler temizlenmelidir.
- Hayvanlar büyüklüklerine göre gruplara ayrılarak yemlenmelidirler.
- Kış döneminde koyunlar günde iki kez de sulanmalıdır.
- Hayvanların önünde kaya tuzu veya yalama taşları da bulundurulmalıdır.
- Bunlar sağlanamıyorsa haftada en az bir kez tuz verilmelidir.
Yaz
Bakım ve Beslemesi
- Koyunlar ağıldaki kış beslemesinden meraya geçerken ani yem değişikliği yapılmamalıdır. İlkbaharda kuru yemden yaş yeme geçerken, sonbaharda yaş yemden kuru yeme geçerken geçişler yavaş yavaş yapılmalı, yemin biri azaltılırken diğeri çoğaltılarak en az bir haftalık bir sürede geçiş yapılmalıdır. Bu geçişin kontrollü yapılamadığı mera dönemi olan anız zamanında hayvanlar mutlaka Enterotoksemi aşısı ile aşılanmalıdır.
- Yazın hayvanlar merada otlatılmalıdır. İlkbaharda hayvanları sabah erken kırağılı saatlerde ve kırağılı günlerde meraya çıkarmamalı, kırağının kalkması beklenilmeli veya o gün meraya gönderilmemelidir. Kırağılı günlerde hayvanlara bir miktar kuru ot verildikten sonra meraya çıkarmak daha iyi olur.
- Çok sıcak havalarda özellikle öğlen saatlerinde koyunlar gölgeliklerde dinlendirilmelidir.
- Koyunlar cüsselerine, yedikleri yemin miktarına ve cinsine, mevsimlere ve hava sıcaklığına bağlı olarak günde 2-5 litre su içerler. Bu su günde 2 defada verilmelidir. Hayvanlara verilecek su temiz kaynak veya çeşme suyu olmalıdır. Sulama yalaklarda yapılıyorsa yalaklar sık sık yıkanarak yosun tutması önlenmelidir. Hayvanları durgun gölet veya bataklık sularında sulamak paraziter hastalıkların bulaşmasına ve yayılmasına sebep olur.
- Koyunların gündüz dinlendikleri gölgeliklerine ve gece barındıkları ağıllarına kaya tuzları veya yalama taşları konularak tuz ihtiyaçları karşılanmalıdır.
- Koyunlar meralardaki her türlü otları yerler. Ancak zehirli otları ayırt etme içgüdüleri de vardır.
Kırkım
Yurdumuzda
koyunlar genellikle Mayıs-Haziran ayı içerisinde kırkılırlar.
Kırkımın başlama zamanı yün yağının erimeye ve yapağının
kabarmaya başladığı zamandır. Kırkılacak hayvanlar bir gün
önceden aç bırakılmalıdır. Kırkım yeri aydınlık, temiz ve
geniş olmalı, rüzgar almamalıdır. Kırkıma önce koçlardan
başlanmalıdır. Toklular ve kuzular daha sonra kırkılmalıdır.
En
sona doğum yapmış koyunlar bırakılır. Kırkılan yapağılar
koç, koyun, toklu ve kuzu yapağıları olmak üzere ayrı ayrı
çuvallara konulmalıdır. Yapağılar rutubetsiz, aydınlık ve
havadar depolarda muhafaza edilmelidir. Yapağı konulan depolarda
fare ve güve mücadelesi de yapılmalıdır.
Sağım
Koyunlarda
sağım kuzular sütten kesildikten sonra başlar ve 3-5 ay devam
eder. Koyunlar sabah erken ve öğleden sonra olmak üzere günde iki
defa sağılabilirler. İyi bir sağımcı 1-2 dakikada içinde bir
koyunu sağabilir. Koyunun meraya çabuk çıkması için sağımın
çabuk bitirilmesi gerekir. Koyunlar bir kişi tarafından tutulursa
sağım hızlandırılır. Koyunlarda sağım makinesi ile de sağım
yapılmaktadır. Büyük sürülerde makinalı sağım tercih
edilmelidir.
Aşılama
ve İlaçlama
Koyunculukta
hayatın belirli dönemlerinde yapılan aşılamalar yanında yılda
bir veya iki defa yapılan aşılamalarda vardır. Paraziter
ilaçlama ise yılın muhtelif zamanlarında bölgesel ve mevsimsel
faktörlere bağlı olarak yapılabilmektedir. Bu çerçevede
bölgesel bazda değişkenlik gösteren yıllık aşılma ve ilaçlama
takvimi; veteriner hekiminizle beraber oluşturulmalıdır.
Ayrıca
sürüdeki çoban köpekleri her yıl iç paraziter ilaçlaması
yapılarak, kuduz aşısı ile aşılanmalıdır.
Ağılların
Temizliği
Koyunlar
kışın ağıllarda barındırılır. Kış süresince ağılların
tabanında biriken gübreler her yıl temizlenmelidir. Hayvanlar
ilkbaharda meraya çıktıklarında ağıllardaki gübrelerde iyice
kurumadan ağıllardan çıkarılmalı, taban, tavan ve duvarlar
süpürülerek temizlenmeli ve ağıllarda da paraziter mücadele
yapılmalıdır. Yaz döneminde koyunlar ağıllara alınmazlar ve
açık avlularda yatırılırlar. Hayvanların yattıkları avlular
sık sık süpürülerek buralarda gübre birikmesi önlenir.
Avlularda belirli aralıklarla ilaçlanarak bit, pire, kene ve sinek
gibi haşerelerle mücadele edilir. Hayvanlarda dış parazitlere
karşı ilaçlamanın yapıldığı gün mutlaka ağıl ve avlularda
ilaçlanmalıdır. Sonbaharda hayvanlar ağıla alınmadan önce
ağılların tavan, taban ve duvarları yine süpürülerek
temizlenmelidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder